top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıLale Yılmaz

Kabul

Kabul kelimesi, almak, benimsemek yüz yüze gelmek, yüzünü dönmek, misafir etmek, konukseverlik göstermek gibi anlamlar taşır.

Bir kişinin bir olay veya duyumların gerçekliğini özümsemesi, kişinin kendisine sunulan armağanı alması diye de tanımlayabiliriz.

Kabul; er ya da geç durumları olduğu gibi görmeye gönüllü olmaktır. O an için aksinin mümkün olmadığı durumlarda, bir şeylerden vazgeçmek, gelişim, değişim zor olduğu için ertelemek ya da rafa kaldırmak değildir kabul.


Varsayıldığı gibi “kabul ettim bitti” değil, aksine yeni başlangıçların, giriş kapısı olarak düşünülmesi gereken bir kavramdır.

Kabulün oluşması için fark etmek ve yüzünü dönmek gerekir. Yüzünüzü döndüğünüzde karşılaştığınız şey karanlık ve saklanmış olanı barındırıyor olabilir.

Bizler hep bulmak istediklerimizi ararız ve ortaya çıkanların öyle olmasını isteriz. Karanlıkta saklanmış olanları görmeye, onlara yüzümüzü dönmeye başladığımızda kabul süreci başlamış olur.

Kabul için farkındalık kadar şefkat de gerekir. Karanlıkta açılan kapıyı, ortada olanı fark ettiğimizde sadece görmek değil ona açık, nazik ve şefkatle yaklaşmak kabulün parçalarını tamamlayandır. Kabul süreci içerisindeki şefkat zor olan, acı verenlerle başa çıkmayı kolaylaştırandır.

Sadece duygusal ya da durumsal acı verenler, zorlayanlar dışında fiziksel olanları da fark etmek ve şefkatle yaklaşarak kabul etmek önemlidir. Örneğin; bedendeki ağrıyı ağrı olarak görmek ve deneyimlemek. Tüm yansımalarını, kaçınmadan gözlemleyebilmek farkında olma halidir. Acı veren bu bedensel deneyime açık olarak, şefkatle nazikçe yaklaşmak kabul süreci için destekleyicidir. Farkındalık ve şefkat içi içe geçmiş halde kabulün içinde yer almaktadır.

Acı veren duygu, durum, bedensel duyumu fark edip, ona şefkatle yaklaşmak kabulün tadını çıkarmak için kolaylaştırıcıdır.

Kabul ızdırabın panzehiridir...


Lale Yılmaz

09.11.2022





36 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page