Zaman zaman kendime veya etrafımdakilere şöyle sorular sorarım.
· Duygunu tanımlayabilir misin?
· Sence kaç tane duygu vardır?
Aldığım cevaplar, genellikle birkaç duygu etrafında dönüyor.
Kimi zaman da duyguyu değil, düşünceyi ya da durumun tanımlandığını gözlemliyorum.
Duygu deyince ilk aklımıza öfke, kızgınlık, kıskançlık gibi olumsuz ve güçlü olanlar geliyor olabilir. Halbuki ne çok duygu var. Hem iyi hem de kötü diye adlandırdığımız. Adını bile bilmediğimiz ya da tarif edemediğimiz.
Sosyal olarak kabul edilen görüş̧, iyi duygular ve kötü duygular olduğu yönündedir.
İyi duygular için kolaylaştırıcı, kötü duygular için sarsıcı kelimeleri kullanılır.
İster kötü isterse iyi kategorisinde olsun, duyguların hepsi gereklidir.
İnsan olmamızın, sinir sistemimizin bir parçasıdır duygular.
Duygularımız olmadan karar veremeyiz, hayallerimize, hedeflerimize ulaşmakta zorlanırız.
İlişkilerde uygun sınırlar koyamayız, umutlarımızı tanımlayamayız.
Aşık dahi olamayız.
“İfade edilmeyen duygular asla yok olmazlar. Canlı canlı, gömülür ve sonrasında daha çirkin şekillerde ortaya çıkarlar” Sigmund Freud.
Duygularımızı gizlemek, onlardan kaçınmak kolay bir yol gibi görünür.
Duygular, mutlak bir kesinlikle ayırt edilebilecek farklı ve çeşitli mesajlar taşır.
Bedenimize dikkat çekmek, kendimizi korumak ya da bize bir şeyler göstermek gibi.
Sorun şu ki; duygularımıza gerçekten ihtiyacımız var!
Herhangi bir sebepten duygularımızı yaşamaz ve ifade edemezsek, içimizde ortaya çıkan enerjileri bastırırız. Bu enerjiler birikmeye sıkışmaya başlar. En çok bedende ve dolayısıyla nefeste sıkışmaya başlar.
Bastırılmış, ifade edilmemiş duyguların nefese negatif yansıması çok rastlanan bir durumdur.
Nefesi tutmak, rahat nefes alamama hissi ile ağız nefesine yönelmek, nefes verirken zorlanmak en sık rastlanan etkilerdir.
En zorlayıcı olan ise bunların farkında bile olmamaktır.
Bastırılmış, ifade edilmemiş duyguların bedeni hastalandırması ya da ağrı ile bir bölgede sinyal vermesi sevindirici bile olabilir. Farkındalık sağlar.
Çünkü farkındalık oluşmadığında akışı bozulan nefesin bedende yarattığı sıkışıklık ya da hastalıkları önleme konusunda etkili bir yöntemdir nefes farkındalığı.
Enerji akışı düzenlendikçe bunlara sebep olan duyguları da açıkça görebilmek ve zorlanmalarla çalışabilmek konusunda destek olur.
Zorluklar için yeni bakış açıları geliştirmeye, iyi olma halini desteklemeye, keyifli olanların tadını çıkarmaya katkı sağlar.
Nefesi fark ederek amacımız, kendimize ulaşmak, bağlantımızı güçlendirmektir.
Zorlukların etrafında dönüp dolaşmaktan yorulan ve zorlanan bedenimizi, duygumuzu, düşüncemizi gözlemleyebilmektir.
Doğru ve bilinçli bir şekilde nefesinizi yönetmeyi öğrenebilirsiniz.
Doğru nefes alışkanlığı ile akciğer kapasitenizi geliştirir, kirli kanın temizlenmesi, hücre yenilenmesi ile bedene ihtiyacı olan oksijeni sağlayabilirsiniz
Nefes alışkanlığınızı fark edip, bilinçli nefes egzersizleri yaparak, oksijen izolasyonunu artırabilirsiniz.
Diyafram nefesinizi aktive ederek, bedendeki sıkışmış enerjinin düzenlemesini destekleyebilirsiniz.
İfade edilmemiş, bastırılmış ya da fark edilmemiş duyguların yarattığı engellerden arınarak olması gereken akışa, oksijene ulaşabilirsiniz.
Yeterli oksijen almayan/ alamayan bölgelerde artıklar birikir ve toksin oluşur.
Özetle, duygularınız, onları hissetmediğinizde kaybolmaz; bunun yerine, duygularınızın her biri her zaman içinizde hareket eder ve her biri size belirli mesajlar ve yetenekler verir.
Bunları keşfetmek, düzenlemek için nefesinizle tanışabilir, nefesinize teşekkür edebilirsiniz.
Lale YILMAZ
19.12.2022
